Türkiye’nin Ortadoğu’da kuruluşundan beri izlediği denge politikası; Yeni Osmanlıcılık romantizmi ile ülkeyi şirazesi kaçmış bir aktif politikaya sürükleyen kötü bir stratejiste dışişlerimizi teslim etmemizle tarumar oldu. Ve “stratejik derinlik” icrasının balkonlardan oraya buraya selam göndermekle kalmayıp, komşunun evini kurcalamaya varmasının
Cehennem Valsi’nde terör çemberi
Dansa ilgisi olanlar bilir, valsin en belirgin özelliği, çiftlerin birbirine sıkıca tutunup bir nokta çevresinde dönerek dans etmeleridir. Benim kişisel düşüncem, bu dans, dans eden için çok keyifli olsa da, partnerini bulamamış izleyiciler için ızdırap kaynağıdır. Ha, belki bir de
Siyasal İslâm’ın can çekiştiği bölge: Ortadoğu
Mısır’da önceki gün ordunun yönetime el koymasının ardından yazılan çizilenlere bakıyorum da genel söylem, Mısır’da ve Arap yarımadasında demokrasinin iflas ettiği hatta katledildiği üzerine. Öncelikle bu bakış açısının, kısır ve bölgenin ne tür bir jeopolitik kaygıyla kurcalandığını göz ardı edici
Pinokyolar kazan, dalkavuklar kepçe!
Günlerdir tavana vurmuş öfkemin biraz olsun dinmesini bekliyorum Reyhanlı katliamını yazmak için. Ancak anladım ki her yeni yapılan açıklama ve bilgi ile daha da bileniyorum. Hele bir de aklı kirada, vicdanı çöpte gölge insanlar, içlerindeki zehri akıtmaya başlayınca, zihnimi yazmak
“Özür” bahane, BOP “Şahane” (!)
Neredeyse ışık hızında hazırlanıp, pişirilip, 21 Mart’ta sunulan “Barış” soslu terör üstü “Dönerler”in lezzeti ile beynimiz hazdan (!) uyuşmuşken, öğrendik ki ne hikmetse Amerikan Başkanı Obama’nın da İsrail Başbakanı Netanyahu’yu göresi gelmiş aynı süreçte. Bu iki ülkenin dillere destan büyük