Tüm TV kanallarında Mısır’da öldürülen Esma için iç çekerek ağlayışınız tekrar tekrar veriliyor. “Ağlıyorsunuz, ne güzel insansınız” diye düşünürdüm de, duyarlılığınız her insan olanın gadre uğramışlığının, katledilmişliğinin acısını da kapsasaydı eğer. Katledilen canın milliyeti, dini, mezhebi fark etmez tabii, acıtır
‘Manzara-i Umumiye’ye dair düşündüklerim
Koca koca adamlar, kadınlar ve küçücük yüreklerinin istilasındaydı sanki kaderimiz. Kök salmaya çalışan maskeli bir ürkekliğe tırpan oldu Gezi direnişi. “Ya benimsin ya da kara toprağın” diyen hastalıklı bir sahiplenmenin kurbanı tazecik fidanların derin acısına rağmen, uyanış panzehiri kana karıştı
Kibirle Beslenen Kifayetsiz Muhterislik!
Gezi Parkı Direnişi, özgürlük mücadelesine evrildi. Gençtiler, güzeldiler, espriliydiler, sevecendiler. Kimi zaman kitaplarını okurken, bazen de çöp torbalarıyla polisin toz duman ettiği ortalığı temizlerken, mizahla yoğrulmuş sloganlar atarken, şarkı söylerken gördük onları, sevdik. Kaybolduğunu sandığımız dayanışma ruhunu hatırladık gözlerimiz dolu