Ey benim çocuk yüzlü Erken büyümüş sevdiğim Eğer yaşam düşlerle yürüseydi Seni her geçen gün daha çok sevecektim Bir evimiz olacaktı leylak kokulu, İkimiz özlemleri şarkılara yükleyip, Ömürlerimizi birleştirecektik kadehlerimizde Düş kırıklıklarını şöminede yakıp, Gelecek güzel günleri Duyumsayacaktık öpüşlerimizde Ve
Küçük Adam
“sevgi içinde şiddeti barındırmaz, içinde şiddet olan, sevgi duymaz” İlk defa küçük adam, İçimdeki güçlü “ben”i yıkıp, Sana gelmiştim. İlk defa sözcüklere sığdırmaya çalışmadan sevgimi, Ellerimle, gözlerimle yoğurup, En yalın haliyle sana vermiştim. Sen milyarlarca yıldız içinde sevdiğim, Sen adına
Seni Kaybettim Biliyorum
Seni kaybettim biliyorum Sana ulaşmaya çabalamayacağım Sonsuza dek sürecek ayrılığımız Ben seni sadece içimde yaşayacağım Aramızda bir uçurum Kapatılması mümkün olmayan Yaşamımız ısırgan otuyla Bir gelincik zıtlaşan Seni kaybettim biliyorum Artık yalnızca büyük amaçlardır Başarılmış, göz kamaştıran Senin yanında, sana
Dinle!
Şimdiye dek duymadığım Bir his var içimde, Mutlu oluyor yüreğim seni görünce, Belki bugün, Belki yarın. Elbet bir gün ya da gece, Girince bedenim Toprağa sessizce Ruhum yine seni sevmeye and içti Dinle! 5 Nisan 1986 Erdem Nur Cengiz
İmkansızların Esiri
Biliyorum yine aldatıyorum kendimi Sonu olmayan bir denizde Bitmeyecek bir fırtınaya Yelken açıyorum Alamıyorum kendimi bundan Ne yazık yine yeniğim Olmuyor, engel olamıyorum Ben imkansızların esiriyim. 9 Mart 1985 (bu durum bugün de böyle sürüp gitmekte) Erdem Nur Cengiz