Çek ellerini üstümden Kara geçmişim, Kanımla kan kokan. Sezgilerim, imgelemle coşan; Bağırtılarına kanık Aşk acısı yapışmış kalbimin Ve siz öpülesi dudakları, İhmalkar sevgilimin; Dokunun hadi dokunun tenime ki Coşsun geleceğim. (27/06/01) Erdem Nur Cengiz
Aşk Olsun Sana
Bugün, Umuda açtım gözlerimi Yüreğim çoktandır ilk Böyle coşkulu attı Aynadaki yüzümde Gülümseme vardı Ve senin yansıman ötesinde Bugün, Anladım ki Bir düşten uyandım Aşk olsun sana Sen gerçeksin Niye bunu benden sakladın? (!) 16/06/2001 Erdem Nur Cengiz
Özetim
Vururken beynimin kayalığına Ruhumun gel-git sesleri; Kırlangıç ömründeydi, Tüm mevsim geçişlerim, Ve bir martı gibi özgürdü, Kurduğum tüm düşlerim… 09/06/2001 İzmir Erdem Nur Cengiz
Umuda Doğru
Uzun ve dar bir tünelin ucunda bir ışık… Yürüyorum ona doğru, Dizlerimdeki güç; cılız… Ve beynimde yankılanırken Yeni doğmuş bir bebeğin Kesik kesik çığlığı; Ölümün kucağında Doğumum geliyor aklıma. Ve sonrası sınırsız deliliğim, Meydan okuyan karanlığıma… (09/06/2001) Erdem Nur Cengiz
Söyle Kimim?
Çığlıklar duyuyorum, Evrenimin tenhalarından… Yakarışlar, haykırışlar arasında Ben… Ya beynim aç huzura, Ya koşulsuz sevmekten… Ürkmek benliğinden; Ölüm ah ölüm… Cesaretimin kıyılarında saygınlığımı unuttum. Ah “sırça köşk” sevdam, Ah çağlayan gövdesinde susuzluğum. Ah ben! Ah sen! Ah sende senin yitikliğin…
Yaşama Dair
Tutsaklığın dingin koylarında sana Tanrı’m; Bestem henüz bitmedi ya Olsun varsın; Bir kırık gitarın gövdesinde İşte Ben, işte şarkım! (Haziran 2000) Erdem Nur Cengiz
Bir Yaş Dönümü Duygusallığı
Gün pırıltılarını yitirdi şimdi. Zaman, düşler mekanına açtı kapılarını. Kalemler, düşüncelerin yoğunluğunu Yuvarlak çizgilerde yansıtmıyor artık. Çizgiler dört köşe, beş köşe, köşe köşe… Köşelerse sivri, acımasız. Hep “ne olacağım? ” sorusu sorulur ya Kişilerce kendine… Ne gerek? Ne olduğun kördüğüm
Küçüğüm’e
Zaman bildiğin gibi değil; İlişkiler maskelerle iç içe. Bu deminde yaşamın, Küçüğüm, Karar ver; Güzel ya da çirkin olmak Senin elinde… (01/05/93) Erdem Nur Cengiz
Ve Aralanınca Aklın Perdeleri
Ve aralanınca aklın perdeleri, Uçsuz bucaksız delilik ormanı Göz kırptı insana Hiç zaman kaybetmeden. Aşmak kolay göründü önce Boydan boya çitlerini ormanın O insanı kıskıvrak yakalayan Sihirli müziğin çağrısına uyuldu. Görünen… Bir adımı kadar basitti oyuncunun attığı sahneye… Sonrası yeni
Masallarımız
Bizim sözlerimizle yontuldu masallar, Ufacık kaldı. Aldık arta kalanları yüreklerimize sığdırmaya Çalıştık. Sevilerimize katık yapmaktı onları Amacımız. Masallar doğurganmış, Farketmemişiz; Küçük masallar, sevilerimizi Tutsak aldı. (26/09/1990) Erdem Nur Cengiz