Kasvetin içinde huzur buldunuz mu hiç? Puslu bir gökyüzü öpüyor penceremi. Sığınağım, odamdayım. Çalıntı renklerin karmaşasından uzakta, Yalnızlığın yalınlığında yüzüyorum. Aylardır huzuru soluduğum dilsiz karanlığa, beynimin içinde yankılanan hüzünlü bir melodi eşlik ediyor, birbirinden bağımsız gibi ama sanki bir. Hep
Sende kıvranan söz; Bitişiydi Masalının Düşe yanık ruhumun… Konuştun, Bitti özgürlüğüm Ve kanadında tuttuğum umudum… Düşe yazdım Olmazlığını, Kastım sözüne haykırdım: İnsanız ne yazık!.. Uyandım da gördüm Sen yalancı, Dünya da itaatkar!..
Gölgeler, ah şu gölgeler; Halk avcısı, Sırıktan korkulukları, Dev gibi gösteren… O gölgeler ki, Hiçlikten varlık devşiren… İnsafına kaldık onların, Biz’i küfre bulayıp Yok sayarken ortak değerlerimizi… 26.07.2015
Geldiler zulme vurgu yaparak, Mazlum maskelerini takıp. Arşı sahiplenerek kurdukları sanal tahtlarda, Sömürdüler, Varlıktan miras kalanı. Kibrin en onulmazıyla Duymazdan geldiler Ekmeksizliğin, Onur törpüleyen çığlıklarını. Zümrüdüanka suretinde O özgürlük cellatları, Zindanlar kurdular cetlerini kıskandıracak, Kafeslediler, aydınlık sevdalılarını Vurdular can evinden,
Şiirimi anladığında sevgili Ruhumun ezgisini duyacaksın, Tamlanacağız seninle… Bil ki kökü yok sevdamızın Başkalarının süslü sözcüklerinde…
Ah toprak; Cansız bedenlerden, Can devşiren, Büyüksün Zengin hiçliğimize inat! Erdem Nur Cengiz 9.11.2014
Düş yorgunuyum… Dönüş yolunda, gerçeğe az kala mısralarımı kurguluyorum kendime ulaşmak için. Uçuşuyor son tozları öğüttüğüm düşlerin, serin ama dingin gerçeğimle nihayet baş başayım… Erdem Nur Cengiz
Sana II
Uyurdu gözlerinde Varlığını unuttuğun o volkan Serindi soluğun Üşütürdü Seni sarmak isteyeni Konuştuğunda Güneşin saklıydı Anıların gri bulutunda Bulup çıkarmayı bir türlü istemediğin, Küskünlüğünün yorgunluğuyla Peki şimdi nedir bu Yüreğini ve nefesini ısıtan umut Güne bakışındaki coşku Ve kulaklarını sağır
Sana
Cümlelerin yüklemi kararsızken Yeni bir öykü yazmak mümkün mü cancağızım? Özneyim diyorsun, sıfat arıyorsun kendine Sonu gelmeyen cümlelerin içinde. Anları çağırıyorsun yaşanabilsinler diye Yüklemlerin var umutla sunmak istediğin. Benimse tamamlanmamış sözlerim, Canlılığını yitirmiş gövdesine Çaresizce seslenen tedirgin yüklemlerim. Eylül’de… Erdem
Konuşma ne olur!
Konuşma artık ne olur Zehirli bir sarmaşık dilin, Kullandığın her yeni sözcük, İnsana dair bir güzelliği yok ediyor. Sen konuştuğunda, Sevgi bitiyor, Kardeşlik tükeniyor. Hak, hukuk, adalet; Miskin ve umursamaz, Eşitlik ve özgürlük, Ulaşılmaz oluyor. Konuşma ne olur, Konuştuğunda, Şiddetini