Çuvaldız Elimizde, BİZ’e Birazcık İğne Batırmaya Ne Dersiniz?

Zaman zaman önceki yıllarda yazdığım yazılara göz atarım, nereden nereye geldiğimizin benim gözümdeki kronolojisi gibidir okuduklarım… Şimdilerde soğukkanlı olamıyorum okurken, öylesine apaçık ki bugünün isli karanlığının dünden adım adım gelişi… içimde alev alev bir öfke!.. Dün “daha kötüsü olamaz” dediklerimizin,

Seçme ve seçilme hakkını alışımızın 80. yılını kutlarken!..

Bugün bir çok yerde 5 Aralık 1934’te Kadınlara Seçme ve Seçilme Hakkı’nın verilmesinin 80. yıl dönümüne dair övgü ve “aslında” diye başlayan “ama”larla soslanmış, yergiden bir tık öncesi, cumhuriyet dönemini küçümseyen söylevler dinleyecek, okuyacaksınız. Olağanımız oldu böylesi zira günümüz yancı

Şeytan azapta gerek!

Türkiye’nin Ortadoğu’da kuruluşundan beri izlediği denge politikası; Yeni Osmanlıcılık romantizmi ile ülkeyi şirazesi kaçmış bir aktif politikaya sürükleyen kötü bir stratejiste dışişlerimizi teslim etmemizle tarumar oldu. Ve “stratejik derinlik” icrasının balkonlardan oraya buraya selam göndermekle kalmayıp, komşunun evini kurcalamaya varmasının

css.php