Cehaletin ve paranın kutsandığı yeni dünya düzeni vurgusuna bir kanıt da Büyük Biraderimizden (!).. Seçim sonucuna alkış tutanlarının en az BİZ’im kadar mutlu (??) olmalarını diliyorum… Kötünün kötüsü ancak bu kadar akılcı (!) seçilebilirdi. Ee yeni üstatları köprüler, yollar yapacakmış,
Muhalif aydın ve gazetecilere OHAL’in gölgesine sığınılarak kıyım yapılıyor. Kim FETÖ’ye destek oldu, kim PKK ile açılım süreçlerine girdi besbelli, suç bastırmak bu operasyonun amacı ve bu nedenle Faşizm doludizgin!.. Son “kaleler de zaptedilmiş”ken… Eee? Hala “du bakalım ne olcek?”
Dahiyane (!) “Mırıldanma” önerisi ve yol açacağı olası nice iğrenç sözlü ve eylemsel şiddet çoklarımızı ayağa kaldırmalıydı. Tehlikeli, tutsaklığı işaret eden bir süreç yaşanmakta iken ne tür bir rehavetin kucağında zaman tüketiyoruz anlamakta zorlanıyorum.
Bugün Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun çağrısıyla; laikliği resmen kabulümüzün üzerinden 88 yıl geçmişken, karanlığa itilişimizin hüznü ve öfkesiyle “Laiklik için direniyoruz” sloganıyla eylem yaptık. Başta büyük önder Atatürk ve ardından mücadeleci, aydın, hak ve özgürlükler için mücadele etmiş kadınlarımız sayesinde
Yıllar öncesinden başlamıştı çağrım BİZ olmaya, sonrasında kim sahiplenmiş ve içselleştirmiş kaygım değil ve vazgeçiremez beni bu seslenişten. Zira BİZ olmak benim için; aynı ülkü etrafında birleşmiş, yurtsever, inanç ve özgürlüklere saygılı, bağımsızlığını borçlu olduklarına vefa ve minnet duyabilen nicelerinin
12 Eylül’de…
Bugünlerin temellerinin atıldığı lanetli bir gündür 12 Eylül 1980… Faşizmin iliklerimizi bile sömüreceği günlere bir köprü… Bugünün mağdur edebiyatı yapan papağanlarının palazlanmasına nedendir. Bir çeşit doğum günüdür kifayetsiz muhteris muktedirlerin… Lanetleyerek hatırlıyor, o günün ve gelen diğer kabus dolu günlerin
Irkçılık hortladı ve tahammül edilmesi zor bir kötülükle servis ediliyor. Akıl tutulması yaşıyoruz tüm renklerimizle birlikte. Umarım “insan” olma temelinde buluşabiliriz en kısa sürede . Vatan savunması, birlikte huzur içinde yaşama istek ve iradesinde olanların birlik olup; ayrıştıranlara, kin ve
Hedefe kilitlenmişe, demokrasiyi ve hukuku katledene, kendisinden olmayana hayatı zindan edene, “öteki” gördüğünün öldürülmesini hak sayana, ille de ben ve benim ikbalim diyene; demokrat tavır, akla ziyan “saygılı” muhalefet sökmez, işlemez… anlaşılamıyor mu hala? 05.09.2015
30 Ağustos
30 Ağustos 1922, Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde bir ulusun tüm unsurları ile emperyalizme karşı kazandığı zaferin adıdır. Bağımsızlığımızı borçlu olduğumuz Önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK ile tüm silah arkadaşlarının anısı önünde saygıyla eğiliyorum. Bugünün, iktidarlarını korumak uğruna BİZ’i bölen ve iç
Cesaret, kimi zaman kayıplarla gelen derin şokun ardından hayat bulur. Silkelenmek için dibe vurmak gerek bazen… Umudumuz canlı aksi mümkün değil. Gücümüzü daim kılacak, örnek alınası ayrıntılarla dolu geçmişimiz bize yol haritası… Bilinmeli ki; korkuyorlar aslında. Zirvede hissedenler düşmekten korkarlar…