“Haydi”, “şimdi” demelere bırak kendini!..

Zaman öyle değerli ki, hele bizim gibi yolun yarısını geçmişler için… Düşlerinde; avuçlarında tutamadıklarınla, avucuna sığdıramadıkların kavgaya tutuşuyor, hüzünlü bir “sen” e dönüşüyor umarsızlık, şifa arıyorsun kendine, içindeki yalnızlığı çevrelemiş kalabalıklarla… Yokluğun, yoksunluğun senden mi, sana gelenden mi ya da

Kimilerinin, çalıntı sözcüklere teslimdi hayatı… Süslü ama gerçeklikten uzak… Makam duraklarında “bakın ben ne kadarım”larla bezenmiş bir özne yarışı, varlanma hırsı… Bolca “oysa”, “keşke”, “ve” soslu içtenlikten uzak, parıltılı cümleler… “Hiç” e yaslanmış “çok” bilinmeyenli denklemlerin ne denli anlamsız olduğunun

Gördüğüm Bir Düşün Sonrası

Kurmaca bir dünyanın sahte mutluluk yansımalarına gülümsemiştim dün, varlayarak. Şimdi varsıl düşlerime uzattım ellerimi, tadımlık mutluluklar üretiyorum sessiz ama ilkeli. Ömür, ömrüm bir dürbüne tersten bakıldığında görülen uzaklığa dikmişti gözlerini ancak ben düşümde gördüğüm gömütüme takılı, varsayılan yirmi yılı tüketiyordum.

css.php