Uzun ve dar bir tünelin ucunda bir ışık… Yürüyorum ona doğru, Dizlerimdeki güç; cılız… Ve beynimde yankılanırken Yeni doğmuş bir bebeğin Kesik kesik çığlığı; Ölümün kucağında Doğumum geliyor aklıma. Ve sonrası sınırsız deliliğim, Meydan okuyan karanlığıma… (09/06/2001) Erdem Nur Cengiz
Söyle Kimim?
Çığlıklar duyuyorum, Evrenimin tenhalarından… Yakarışlar, haykırışlar arasında Ben… Ya beynim aç huzura, Ya koşulsuz sevmekten… Ürkmek benliğinden; Ölüm ah ölüm… Cesaretimin kıyılarında saygınlığımı unuttum. Ah “sırça köşk” sevdam, Ah çağlayan gövdesinde susuzluğum. Ah ben! Ah sen! Ah sende senin yitikliğin…
Yaşama Dair
Tutsaklığın dingin koylarında sana Tanrı’m; Bestem henüz bitmedi ya Olsun varsın; Bir kırık gitarın gövdesinde İşte Ben, işte şarkım! (Haziran 2000) Erdem Nur Cengiz
Bir Yaş Dönümü Duygusallığı
Gün pırıltılarını yitirdi şimdi. Zaman, düşler mekanına açtı kapılarını. Kalemler, düşüncelerin yoğunluğunu Yuvarlak çizgilerde yansıtmıyor artık. Çizgiler dört köşe, beş köşe, köşe köşe… Köşelerse sivri, acımasız. Hep “ne olacağım? ” sorusu sorulur ya Kişilerce kendine… Ne gerek? Ne olduğun kördüğüm
Küçüğüm’e
Zaman bildiğin gibi değil; İlişkiler maskelerle iç içe. Bu deminde yaşamın, Küçüğüm, Karar ver; Güzel ya da çirkin olmak Senin elinde… (01/05/93) Erdem Nur Cengiz
Ve Aralanınca Aklın Perdeleri
Ve aralanınca aklın perdeleri, Uçsuz bucaksız delilik ormanı Göz kırptı insana Hiç zaman kaybetmeden. Aşmak kolay göründü önce Boydan boya çitlerini ormanın O insanı kıskıvrak yakalayan Sihirli müziğin çağrısına uyuldu. Görünen… Bir adımı kadar basitti oyuncunun attığı sahneye… Sonrası yeni
Masallarımız
Bizim sözlerimizle yontuldu masallar, Ufacık kaldı. Aldık arta kalanları yüreklerimize sığdırmaya Çalıştık. Sevilerimize katık yapmaktı onları Amacımız. Masallar doğurganmış, Farketmemişiz; Küçük masallar, sevilerimizi Tutsak aldı. (26/09/1990) Erdem Nur Cengiz
Eğer Yaşam Düşlerle Yürüseydi
Ey benim çocuk yüzlü Erken büyümüş sevdiğim Eğer yaşam düşlerle yürüseydi Seni her geçen gün daha çok sevecektim Bir evimiz olacaktı leylak kokulu, İkimiz özlemleri şarkılara yükleyip, Ömürlerimizi birleştirecektik kadehlerimizde Düş kırıklıklarını şöminede yakıp, Gelecek güzel günleri Duyumsayacaktık öpüşlerimizde Ve
Küçük Adam
“sevgi içinde şiddeti barındırmaz, içinde şiddet olan, sevgi duymaz” İlk defa küçük adam, İçimdeki güçlü “ben”i yıkıp, Sana gelmiştim. İlk defa sözcüklere sığdırmaya çalışmadan sevgimi, Ellerimle, gözlerimle yoğurup, En yalın haliyle sana vermiştim. Sen milyarlarca yıldız içinde sevdiğim, Sen adına
Seni Kaybettim Biliyorum
Seni kaybettim biliyorum Sana ulaşmaya çabalamayacağım Sonsuza dek sürecek ayrılığımız Ben seni sadece içimde yaşayacağım Aramızda bir uçurum Kapatılması mümkün olmayan Yaşamımız ısırgan otuyla Bir gelincik zıtlaşan Seni kaybettim biliyorum Artık yalnızca büyük amaçlardır Başarılmış, göz kamaştıran Senin yanında, sana