Sana II

Uyurdu gözlerinde Varlığını unuttuğun o volkan Serindi soluğun Üşütürdü Seni sarmak isteyeni Konuştuğunda Güneşin saklıydı Anıların gri bulutunda Bulup çıkarmayı bir türlü istemediğin, Küskünlüğünün yorgunluğuyla Peki şimdi nedir bu Yüreğini ve nefesini ısıtan umut Güne bakışındaki coşku Ve kulaklarını sağır

Sana

Cümlelerin yüklemi kararsızken Yeni bir öykü yazmak mümkün mü cancağızım? Özneyim diyorsun, sıfat arıyorsun kendine Sonu gelmeyen cümlelerin içinde. Anları çağırıyorsun yaşanabilsinler diye Yüklemlerin var umutla sunmak istediğin. Benimse tamamlanmamış sözlerim, Canlılığını yitirmiş gövdesine Çaresizce seslenen tedirgin yüklemlerim. Eylül’de… Erdem

Neden bizim ölülerimiz için de ağlamadınız?

Tüm TV kanallarında Mısır’da öldürülen Esma için iç çekerek ağlayışınız tekrar tekrar veriliyor. “Ağlıyorsunuz, ne güzel insansınız” diye düşünürdüm de, duyarlılığınız her insan olanın gadre uğramışlığının, katledilmişliğinin acısını da kapsasaydı eğer. Katledilen canın milliyeti, dini, mezhebi fark etmez tabii, acıtır

css.php