Gabriel Garcia Marquez’in 1982 yılında Nobel Edebiyat Ödülü aldıran romanının adıdır Kırmızı Pazartesi. Romanda yazar çocukluğunun geçtiği bir kasabada işlenen gerçek bir cinayeti konu alır. Bu cinayeti sıradanın ötesine taşıyan, cinayetin işleneceğinin, hemen herkes tarafından bilinmesi ama kimsenin romanın kahramanı Santiago Nasar’ı uyarmaya gerek duymamasıdır.
Romanı çekici kılan unsurlardan biri de insanların aynı olayı yaşadıkları halde farklı algı ve yargı ile yaklaşmalarıdır bu cinayete ve öncesine. Toplum içinde ortak davranış sergilenirken, davranış analizlerinde aslında duygusal etkinin ortaklıktan çok uzak olabildiğini, suçluluk duygusuyla naif ya da bilinç altlarında yatan toplumsal norm ve önyargıların etkisiyle ne denli katı olabildiklerini anlatır okura. İki yüzlülüğün nasıl da genele yayılabildiğini, kişilerin bu ortaklığın konforuna nasıl da sığınabildiklerini göstermesi açısından önemlidir bu roman.
Günümüzde de aynı toplumsal davranış tarz ve yansımalarını daha zengin bir bakış açısıyla irdeleyebilmenize yardımcı olacak klasiklerden olan Kırmızı Pazartesi’nin okunması naçizane önerimdir.
Yeni’den
2021