Uzun zamandır zulmün manidar zamanlamalarına maruz kalan memleketimin, yüzü aydınlığa dönük, yüreği adalet ve özgürlük özlemiyle atan güzel insanları; biliyorum ki ben gibi dağa taşa sığmaz bir efkarla karşılıyorsunuz her gelen günü…

Yakın geçmişimiz demokrasi ve insan hak ve özgürlükleri açısından kara lekelerle dolu. BİZ’i BİZ yapan değerlere, açık bir saldırı ile karşı karşıya, alışılmış çaresizliğe itiliyoruz gün be gün.

Baskıcı iktidarların toplumu sindirmek ve sahipsiz hissettirmek için en sık başvurduğu yöntem; iktidarın nimetlerinden faydalanmayı, biat etmeyi reddeden, onurlu bir varoluşu ve halkın sesi olmayı seçen yayın organlarını, gazetecileri susturmak… Ülkemizde yaşanan da böylesi: Siyasi baskıyla susturulamayan muhalif medya, kuşatılmış yargı marifetiyle bastırılmaya, yok edilmeye çalışılıyor.

Cumhuriyet Gazetesi’nin 10 yazar, çizer ve yöneticisinin tutuklanması ile başlayan süreç, şimdi de SÖZCÜ’nün iki pırıl pırıl, yetkin ve ilkeli gazetecisinin yakasına yapışmış durumda. Gökmen Ulu ve Mediha Olgun muhalif medyanın en güçlü öğelerinden SÖZCÜ gazetesini sindirmek için kurban seçildi ne yazık ki! FETÖ suçlaması ile tutuklanıp, cezaevine gönderildiler. Üstelik delilsiz, asılsız iddialarla…

Delilsiz suç üretilmesi, suç uydurulup delil üretilmesi geçmişte iktidarın kolkola hareket ettiği, bugün nihayet terör örgütü olduğu tescillenen FETÖ’nün, muhalifleri içeri atmak için başvurduğu rezil yoldu. “Ergenekon” ve “Balyoz” kumpas davalarında defalarca şahit olduk. Bugün FETÖ ile mücadele bahanesiyle, aynı yöntemin muhalifleri -ki bu isimlerin çoğu, zamanında iktidarı bu eli kanlı örgüt için uyaranlar arasında- cezaevlerine tıkmak için kullanılıyor olması yargının halen bu örgüt eliyle hareket ediyor olduğu şüphesini beslemiyor mu?

15 Temmuz kalkışmasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Meydanlara inin” çağrısını ilk duyuran gazeteci Gökmen Ulu’nun, Mavi Marmara baskınını yaşayan ve yaşadıklarını kitaplaştıran gazeteci Mediha Olgun’un tutuklanması kimin ekmeğine yağ sürer bir düşünün Allah aşkına!..

FETÖ ile mücadelede -mış gibi yaparken, arı kovanına çomak sokanları harcayanlar, FETÖ’nün gaddar kalkışmasının iç yüzünün ve siyasi ayağının ortaya çıkarılmasını dünün çanak yalayıcılarına bırakıp, önlenmesini sağlayanlar kimleri kayırıyorsa, bu tür tutuklamalar da o kayırılanların kazanç hanesine yazılıyor elbette…

-Ey güç zehirlenmesine uğrayan, toplumu birbirine düşman iki kutba ayıran, kinden beslenenler; eritin vicdanınızı çevreleyen sevgisizlik duvarlarını…İnsanlığın ortak dilidir vicdan. Unutmayın insanız ve faniyiz hepimiz…-

Biliyorum “haram para ile Hac kabul olur” diyebilen zihniyete insani değerleri hatırlatmak ve evrensel doğrulara yöneltmek çok zor ama zaferler zorluğun farkında olup, yılmadan, bıkmadan mücadele etmekle kazanılır.
Bunca kirlenmişliğin içinde ışık beklemek safdilliktir, ışığın kendisi olmalı… BİZ ve ÇOK olduğumuzun ayırdında, yeniden ilmik ilmik örmeliyiz kardeşliği… Alışılmış çaresizliğe meydan okumanın başlangıcıdır bu. Başarmak için önce bellek körlüğüne savaş açmak, her daim uyanık olmak, taze tutmak gerek sorgulamaları…

Selam olsun kalemini bir kez olsun satmamış, dürüst ve ilkeli, “tertemiz geçmişli”, “gazetecilikten başka hiç bir şeye bulaşmamış” Gökmen Ulu ve Mediha Olgun gibi haksızlığa uğramış gazetecilere… Sahipsiz değilsiniz, arkanızda hak ettiğiniz özgürlük için sizlerin mağduriyetini duyurmaya çabalı, davanızın takipçisi milyonlar var… Umudunuz BİZ, umudumuz sizsiniz!..

Selam olsun Gökmen ve Mediha’ya!
css.php