Siyasetle yatıp kalktığımız bu dönemde gözleriniz bir yerlerde şu ifadelere takılsa, kime söylendiğini düşünürdünüz? : “Dürüst ol dürüst. Yalan söyleme. Sürçü lisan ettik de. Siyasetin bu inceliklerini kavrayamadı. Ama vakti de yok.”

Böylesi bir yalan ustasının,neredeyse yalan söyleme makinesine dönüşmüş birinin bu sözlerin muhatabı değil de bizzat söyleyeni olması ve canla başla kabul görebilmesi, bu toplumun günümüzde geldiği noktanın da bir yansıması.

Maalesef kim samimiyetten, dürüstlükten, incelikten dem vuruyorsa her daim; riyanın, samimiyetsizliğin dibine vurmuşluğunu fark ediyorsunuz gün be gün. Ne yazık ki üste çıkma, yanılsamalar yaratma becerisi ile gün ve güç artık onların!

Kabullenip, sinecek miyiz? Elbette hayır. Ne demişti İsmet İnönü:
“Bir memlekette, namuslu insanlar da en az namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o memleket için kurtuluş yoktur!” Öyleyse aklın ışığında güç birliği ve cesaret gerek, bölüp, parçalayarak gücüne güç katanların vadettiği karanlık gelecekten kurtulmak için. Fikr i sabitlerle kaybedecek zaman yok! Haydi!

2 Ağustos 2014

css.php